GEÇMEYEN ÖKSÜRÜĞE DİKKAT!
1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında Düzce İl Sağlık Müdürlüğü tarafından açıklama yapıldı.
Akciğer kanserinde en sık gözlenen belirtileri arasında geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük, öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarmak, derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı sıralandı.
Düzce İl Sağlık Müdürlüğü 1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında bilgilendirmelerde bulundu. Yapılan açıklamaya göre, akciğer kanserinin dünya genelinde erkeklerde en sık görülen kanser iken, kadınlarda ise ikinci sırada yer aldığı belirtildi. Bu kanser türü için en önemli risk faktörü tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı olduğu vurgulandı.
Tütün ürünleri kullanımı Akciğer Kanseri riskini artırıyor
Türkiye verileri ile yapılan bir çalışma neticesinde akciğer kanseri için tütün ve tütün ürünlerinin kullanımına atfedilen oran erkeklerde yüzde 89,9 kadınlarda ise yüzde 43 olarak belirlendi. Bu istatistikler dikkate alındığında, ülkede bir yıl içerisinde ortaya çıkan yaklaşık 25 bin akciğer kanseri vakasının önlenebilir olduğu belirtildi. Yapılan çalışmalara göre, tütün ve tütün ürünü tüketiminin azalmasıyla akciğer kanseri görülme sıklığı da azalıyor. Akciğer kanserinin diğer önemli nedenleri arasında mesleki (asbest, ağır metaller) ve çevresel risk faktörlerine maruziyet (hava kirliliği, pasif içicilik, radon) yer alıyor. Bu veriler, önleyici tedbirler almanın ve erken evrede tanı koymanın akciğer kanseriyle mücadeledeki en kritik aşamalar olduğunu ortaya koyuyor.
DSÖ tarafından yayımlanan Akciğer Kanseri 2023 Raporu’nda, akciğer kanserinin önlenmesi programlarının, birincil ve ikincil koruma önlemlerini içermesi gerektiği belirtildi.
Birincil koruma, risk azaltma ve sağlıklı davranışı teşvik etme yoluyla bir hastalığın ilk ortaya çıkışını önlemeyi hedefliyor. Halk sağlığında bu önleyici tedbirler; sigarayı bırakmayı, dumansız ortamları teşvik etmeyi, etkili tütün kontrol politikaları uygulamayı, mesleki tehlikeleri ele almayı ve hava kirliliği seviyelerini azaltmayı içeriyor. Tüm dünyada başarı örneği olarak öne çıkan “Ulusal Tütün Kontrol Programı” bu çerçevede hazırlanmış olup toplumdaki tüm bireyleri tütün ve tütün ürünlerinin sağlık, ekonomi, çevre ve sosyal zararlarından korumayı amaçlıyor.
Sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemek kanseri önlemenin yollarından biridir
Tütün ve tütün ürünlerini kullanmamak, pasif içicilikten kaçınmak akciğer kanseri riskini azaltmanın en iyi yolu olmakla birlikte düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve çevresel risk faktörlerine maruz kalmayı en aza indirme dahil olmak üzere sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemek ve savunmak kanseri önlemenin önem arz eden stratejileri arasında yer alıyor.
Akciğer kanseri için ikincil koruma, hastalığı, erken evrelerinde, semptomlar ortaya çıkmadan önce tespit etmeyi amaçlayan ve yüksek riskli bireyler için endike olabilen tarama yöntemlerini içeriyor. Bu popülasyonda erken teşhis, başarılı tedavi şansını önemli ölçüde artırabilir ve sonuçları iyileştiriyor. Bu kapsamda, Türkiye’de, “Akciğer Kanseri Tarama Programı” yürütülmesine yönelik çalışmalar yapılıyor.
Akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikâyetlerin oluşumu için genellikle birkaç yıl geçer ve hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilemeyebilir. Belirtiler, tümörün akciğer içindeki yerleşimine, büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösteriyor.
“Geçmeyen ve giderek kötüleşen öksürükten korkun”
Akciğer kanserinde en sık gözlenen belirtilerin; geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük, öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarmak, derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı, iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı, ses kısıklığı, nefes darlığı, sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit ve/veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonları olduğu belirtildi.
Akciğer kanserinin tanı ve evrelemeye yönelik testleri genellikle aynı zaman diliminde yapılıyor. Akciğer kanseri için tanı yöntemleri arasında fizik muayene, görüntüleme (Akciğer grafisi, bilgisayarlı tomografi taramaları ve manyetik rezonans görüntüleme gibi), bronkoskopi (İnce bükülebilir bir tüple hastanın akciğerine ulaşılarak incelenmesi), histopatoloji (hastalıklı dokunun histolojik incelenmesinde uzmanlaşan patoloji dalı) incelemesi için doku örneği alınması (biyopsi) yöntemleri yer alır. Ayrıca, spesifik alt tipin tanımı ve en iyi tedavi seçeneğini yönlendirmek için spesifik genetik mutasyonları veya biyo-belirteçleri tanımlamak için moleküler testler de tanıda önemli yer tutuyor. Tanı konulduktan sonra, kanser hücrelerinin vücudun diğer kısımlarına yayılıp yayılmadığını tespit etmek için ilgili diğer testler yapılıyor.
“Tedaviler multidisipliner bir çalışma gerektirir”
Hastadan hastaya farklılaşabilmekle birlikte tedavi kararında; hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunlarının varlığı gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren bu tedaviler; cerrahi, hedefe yönelik tedaviler, radyoterapi, kemoterapi, immunoterapi gibi farklı seçenekleri içeriyor.