ULUSLARARASI EKİPTEN ÖNEMLİ ARAŞTIRMA
Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Ambarlı’nın dahil olduğu uluslararası ekip türler arası etkileşimlerin Avrupa ve Türkiye'de bozayıların dağılımını nasıl etkilediğini araştırdı.

Ambarlı, "Bu, yerel etkileşimlerin kıta ölçeğinde nasıl gerçekleştiğini incelememize olanak tanıdı. Ayıların, diyetlerindeki türlerden elde ettikleri enerji miktarının daha yüksek olduğu alanlarda bulunma eğiliminde olduklarını gözlemledik.” açıklamalarında bulundu.
Düzce Üniversitesi’nden yapılan açıklamaya göre;
Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Ambarlı’nın da dahil olduğu uluslararası bir ekip, türler arası etkileşimlerin Avrupa ve Türkiye'de bozayıların dağılımını nasıl etkilediğini inceledi.
İklim Değişikliği ve Türler Arası Etkileşimler, Avrupa'da Bozayının Dağılımını Yeniden Şekillendiriyor
Çalışma, kıta ölçeğinde bozayı dağılımının büyük ölçüde diğer türlerle olan etkileşimler tarafından şekillendirildiğini ortaya koydu. Özellikle, ayılar besin zincirlerinde yer alan türlerin bulunduğu alanlarda yaşamayı tercih ediyor. İklim değişikliği ve doğa koruma konusunda prestijli bir dergi olan Global Change Biology dergisinde yayımlanan bu araştırma, bozayıyı örnek bir tür olarak kullanarak ekosistem ve doğanın korumasında türler arası etkileşimlerin önemini vurguluyor.
Küresel değişimlerin, örneğin iklim değişikliği veya arazi kullanımındaki dönüşümlerin türleri nasıl etkilediğini anlamak, biyolojik çeşitliliği korumak ve doğanın sağladığı temiz su, toprak verimliliği ve tozlaşma gibi ekosistem hizmetlerini sürdürmek için kritik öneme sahiptir. Örneğin, iklim değişikliği, türlerin yaşam alanlarını daha yüksek rakımlara veya kutuplara doğru kaydırmasına neden oluyor; bu bölgelerde iklim koşulları, türlerin tolerans sınırları içinde kalıyor. Şimdiye kadar, çoğu çalışma yalnızca çevresel değişikliklerin (örneğin sıcaklık, yağış, tarımsal kullanım) türlerin dağılımları üzerindeki doğrudan etkilerine odaklanmıştı. Ancak bu çalışma, türler arası etkileşimlerin bu desenleri nasıl şekillendirdiğini analiz ederek dolaylı etkilere odaklanıyor.
"Ayıların aslında çok çeşitli bir diyete sahip olduğunu gözlemledik ve 276 farklı türü Avrupa ve Türkiye ölçeğinde tespit ettik," diyen Sevilla Üniversitesi'nden araştırmacı Pablo M. Lucas "Daha sıcak bölgelerde, örneğin Pireneler, Yunanistan veya Türkiye'de yaşayan ayılar daha çok bitkisel bir diyet benimserken, İskandinavya ve Finlandiya gibi daha soğuk bölgelerde yaşayanlar daha etçil eğilimler gösteriyor. Bu, ayının ekosistemdeki rolünün otoburdan tepe yırtıcıya kadar değiştiği anlamına geliyor." açıklamasını yaptı.
Çalışma, Avrupa ve Türkiye'deki 14 Bozayı Popülasyonuna Ait Yaklaşık 3.000 Ayının Üç Milyondan Fazla Konum Noktasını Analiz Etti
Bu büyük uluslararası çaba sayesinde ekip, farklı çevresel bağlamlarda 14 farklı alt popülasyonu kapsayan yaklaşık 3.000 bireye ait üç milyondan fazla ayı konumuna erişim sağladı. Doç. Dr. Hüseyin Ambarlı, "Bu, yerel etkileşimlerin kıta ölçeğinde nasıl gerçekleştiğini incelememize olanak tanıdı. Ayıların, diyetlerindeki türlerden elde ettikleri enerji miktarının daha yüksek olduğu alanlarda bulunma eğiliminde olduklarını gözlemledik. Örneğin, Karadeniz'de meşe ve kayın ağaçlarının varlığı, buradaki ayı popülasyonu için temel besin kaynakları, ayıların varlığını daha olası kılıyor. Daha etçil olan Kuzey Avrupa popülasyonlarda ise ayıların varlığı, yaban domuzu veya geyik gibi yabani çift toynaklıların dağılımıyla daha yakından ilişkilidir.” ifadelerini kullandı.
Bu bilgiler, iklim değişikliği ve arazi kullanımındaki değişiklikler karşısında türlerin gelecekte nerede yaşayabileceğini ve hangi ekolojik rolleri üstlenebileceğini tahmin etmek için değerli tespitler olarak göze çarpıyor. Ayrıca, türleri korumanın, onların bağlı olduğu ekosistemleri korumayı gerektirdiği fikrini pekiştiriyor. Pablo M. Lucas "Ayıların beslendiği türlerin dağılımındaki değişiklikler, onların besin ağındaki konumlarını değiştirebilir ve yerel yaşama uygunluklarını etkileyebilir.” şeklinde konuştu.
Bozayıdan farklı özelliklere sahip diğer türler, örneğin daha özel diyetlere sahip olanlar, hareket kabiliyeti sınırlı olanlar veya dar çevresel gereksinimleri olanlar, iklim değişikliğine, arazi kullanımındaki değişikliklere ve ekolojik etkileşimlerindeki kaymalara farklı şekilde tepki verebiliyor. Bu tarz türler arasındaki dinamikleri daha iyi anlamanın, biyolojik çeşitliliği koruma ve doğanın sağladığı ekosistem hizmetlerini sürdürme stratejilerini daha etkili bir şekilde tasarlamada temel esas görülüyor.
75 Kurum ve 87 Araştırmacı İş Birliği
Sevilla Üniversitesi, Roma Sapienza Üniversitesi ve Polonya Doğa Koruma Enstitüsü tarafından yönetilen bu araştırma; İspanya Ulusal Doğa Bilimleri Müzesi (MNCN-CSIC), Doñana Biyolojik İstasyonu (EBD-CSIC), Grenoble Alpes Üniversitesi, Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) ve Düzce Üniversitesi dahil olmak üzere, 26 ülkeden 75 kurum ve 87 araştırmacı tarafından yürütüldü.
Makalenin orijinal haline Lucas et al.. (2025) Trophic interactions are key to understanding the effects of global change on the distribution and functional role of the brown bear. Global Change Biology DOI: 10.1111/gcb.70252 bağlantısından ulaşılabiliyor.