TARIM ARAZİSİNİ OSB ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR

Akçakoca’da yeni kurulan Demir Çelik İhtisas OSB için tarım arazileri, Organize Sanayi Bölgesine dönüştürülmesi için yapılan çalışmalara dava konusu oldu.

Gündem Yayın: 24 Haziran 2025 - Salı - Güncelleme: 24.06.2025 15:19:00
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
63 okunma
Takip EtGoogle News

53 dönüm fındıklık ve mısırlık alanı olan çiftçiler, Akçakoca İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ne karşı dava açarak arazilerinin Tarım arazisi olduğunu tarıma elverişli olan arazilerinde yıllarca tarım fındık ve mısır yetiştirdiklerini belirtti.

“Köprü yok, yol yok, su yok”

Arazi sahiplerinden Oğuz Tüfekçi, “Burada bildiğimizden beri tarım yapılırdı. Buranın organize sanayiye uygun olduğunu düşünmediklerini belirterek’ ’Kıymetli tarım toprakları. 53 yıldan beri buradayım. 53 dönüm arazim var. Burayı satmak niyetinde değiliz. İl Özel İdaresi, Organize Sanayi Bölgesi adı altında elimizden alıyorlar. 2017’den beri çeşitli şekilde üzerimize geliyorlar. Birden fazla mahkememiz var. Yerimizi istiyoruz. Para vereceğiz dediler. Konu parayla ilgili değil. 12 sene askerlik yapmış birinin yeri burası. Kamu menfaati varmış. Köprü yok, yol yok, su yok. Neresinde kamu menfaati buranın? Sadece iştirakçilerin, girişimcilerin talepleri doğrultusunda yerimiz gasp ediliyor. Burası kıymetli tarım arazisi. Alüvyon toprak. Fındık, mısır, fasulye yapardık. Kamulaştırıldı, tapumuz elimizden alındı. Bir zaman sonra zoraki elimizden alınan topraklar, başkasına verilebiliyormuş. Bunların hepsi dava konusu. Parayla ölçülecek bir şey değil. Biz hala çıkmıyoruz. Evimizin elektriği kesilecek, yıkımı yapılacak diye yazı geldi. Riskli bina dendi ama taş gibi duruyor. Biz bunu reddediyoruz. Siyasi beklentiler, çıkarlar. Lütfen adalet diyorum. Bizi yok sayıyorlar. Dava açıyoruz, ret geliyor.” diye konuştu.

Ankara Barosu Avukatı Nurten Çağlar Yakış, “Bu alan 1.sınıf tarım arazisi. Pirinçlik ve fındık yapılıyor. “Akçakoca’nın tek taban arazisi burasıdır. İçinden dere akıyor. İş makineleri derenin yönünü değiştirmişler. Ne ekseniz bitebilecek bir arazinin sanayi bölgesi yapılması doğaya da haksızlık. Tarım arazileri gün geçtikçe küçülmeye başladı. İnsanlar gelecek nesiller olmayacak gibi tarım, su, orman kaynaklarını yok ediyorlar. Buna izin veren kamu görevlileri, görevlerini kötüye kullanıyorlar. Nerede bir tarım arazisi varsa ya organize sanayi bölgesi ya da endüstri bölgeleri yapılıyor. Türkiye yağmur yağmadığında, kar yağmadığında su sıkıntısı çeken bir ülke. Hem insanları mülkiyetinden koparıyorsunuz hem de üretilecek ürünlerden mahrum ediyorsunuz.  Tarım ve gıdanın ne kadar pahalı olduğunu biliyoruz. Pandemi sürecinde ne kadar önemli olduğunu gördük.” dedi.

“İlk başta kaçak kurulmuş bir fabrika”

Kamulaştırma işleminin iptali için 2 defa dava açtıklarını belirten Nurten Çağlar Yakış, “Sanayi Bakanlığı’nın kamu yararı kararına karşı. İkincisi kamulaştırma bedelinin tespiti için tapu tescili için dava açtık. Bolu İdare Mahkemesi istemimizi reddetti. İstinaf da reddetti. Yargı yalnızca burada keşif yapmadan ret kararı verdi. Ret kararı adliye mahkemesi tarafından da onandı. Anayasa Mahkemesi’nde bireysel başvuru hakkımızı kullandık, devam ediyor. Bedel artırımı davasına gelince bedelin yüksek olup olmadığından öte açılan davanın ret edilmesini talep ettik. Müvekkillerimin üçü de çiftçi. Doğduklarından beri babalarıyla beraber çiftçilik yapan insanlar. 53 fönüm arazi deniz kıyısında kalıyor boru fabrikasının yanında. İlk başta kaçak kurulmuş bir fabrika. Bunların hiçbiri ruhsata tabi olmadan, kıyı bölgesine inşa edilen fabrikalar İl Özel İdaresi kurumunu kullanarak insanların arazilerine kamulaştırma adı altında el konulmuştur.” şeklinde konuştu.

Avukat Nurten Çağlar Yakış şöyle devam etti:

‘’Birinci sınıf tarım arazisi cüzi bedelle 88,5 hektarlık alan 33 girişimcinin öncülüğüyle karar verilmiş Sanayi Bakanlığı tarafından. Vekillerim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi sonuna kadar hukuki yolları kullanmak istiyorlar. Bunun ötesinde şöyle bir çağrıları var. Hakikaten bu karar vericiler, kararın ne kadar yanlış olduğunu fark etsinler. Çünkü insanların gelecek nesillerin de bu araziye ihtiyacı var. Doğal kaynaklar talan edilmez. Buraya Organize Sanayi Bölgesi’ne ihtiyaç yoktur. Bu bölgeye yakın yerlerde zaten sanayi bölgesi vardır. Bu karardan dönülmesi gerekiyor. ‘’ Haber: Tuncay Türkgülü

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.