SAF IRKLAR YOK OLUYOR

Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi’nin arıcılığın yoğun yapıldığı 58 il ile komşu 3 ülkeden alınan örneklerde yaptığı incelemede, bu bölgelerdeki saf arı ırkı sayısı 5'ten 2'ye düştüğü belirlendi.

Gündem Yayın: 21 Mart 2024 - Perşembe - Güncelleme: 21.03.2024 16:48:00
Editör -
Okuma Süresi: 3 dk.
1088 okunma
Takip EtGoogle News

Düzce Üniversitesi (DÜ) Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezince (DAGEM) 58 il ve komşu 3 ülkeden alınan örneklerle yapılan çalışmada, bu bölgelerdeki saf arı ırkı sayısının 5'ten 2'ye düştüğü belirlendi.

 

DAGEM uzmanları, "Türkiye Bal Arısı (Apis mellifera L.) Alt Türlerinde Genetik Çeşitlilik Kaybı" isimli TÜBİTAK projesi kapsamında Türkiye'de arıcılığın yoğun yapıldığı 58 il ile komşu ülkeler Yunanistan, Bulgaristan ve Gürcistan'dan alınan örneklerle "gen haritası" çalışmalarını tamamladı.

Anadolu, Kafkas, İran, Suriye ve Karniyol (Apilis mellifera Anatoliaca, Caucasica, Meda, Syriaca, Carnica) ırkları üzerinden 48 ayrı lokasyonda işçi arı örnekleri toplanarak yapılan incelemede, yerel ırkların muhafaza edildiği lokal alanlar bulunsa da önceki çalışmalarda bildirilen yurttaki biyoçeşitliliğin korunamadığı belirlendi.

Anadolu ve Kafkas ırkı arılar gözlemlendi

Farklı bölgelerden farklı ırkları temsil eden örneklerin üst üste çakışmasının Türkiye arı biyoçeşitliliğinin ticari ana arı kullanım faaliyetlerinden önemli düzeyde etkilendiğini gösterdiği tespitine yer verilen çalışmada, daha önce görülen 5 saf ırktan Anadolu ve Kafkas ırkı arıların gözlemlendiği kaydedildi.

DAGEM Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, yaptığı açıklamada, arı kayıplarının multifaktöriyel sebeplerden kaynaklandığını belirtti.

Kekeçoğlu, bu faktörlerin arıcılık uygulamaları ve tabii çevre faktörleri olarak ikiye ayrıldığını anlatarak, "Çevre faktörleri de çok kompleks. Çevre faktörleri deyince ilaçlama geliyor, tarım ilaçları, endüstriyel atıklar karşımıza çıkıyor. Klimatik ısınma, küresel ısınma, iklim değişikliği gibi çok fazla faktörle karşı karşıyayız." dedi.

Bu faktörler bir araya getirildiği zaman hem arıların sayı olarak azalmasının hem de çok miktarda arı kayıpları yaşanmasının anormal olmadığına işaret eden Kekeçoğlu, bugün arı kayıplarını konuşmaktan ziyade ne gibi önlemler alınabileceğinin masaya yatırılması gerektiğini vurguladı.

Kekeçoğlu, önlemlerin en başında arı ırklarının korunmasının geldiğine dikkati çekerek, "Irk koruması çok önemli çünkü gelecekteki küresel ısınma, iklim değişikliği gibi durumlara karşı her bir ırkın göstereceği performans ve direnç farklı olacaktır. Bazı ırklarımız hırçınlığıyla ön plana çıkarken bazıları gün geçtikçe artan sıcaklıklara karşı daha dirençli olacaktır. Bu çevre faktörlerine karşı dirençli ırkları mutlaka saf olarak muhafaza etmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Arıcılık faaliyetinin yerel ırklarla yapılması vurgusu

DAGEM olarak çok fazla ilden örnek toplayarak farklı gen kaynaklarını belirlediklerini ancak söz konusu 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.