‘GENÇLER AİLENİN KIYMETİNİ BİLMİYOR’
Türkiye genelinde olduğu gibi, Düzce’de de aile baskısı ya da kötü arkadaş etkisiyle bazı gençlerin 18 yaşını doldurur doldurmaz evi terk etmesi hem ailelerini, hem de kendilerine perişan ediyor.

Her iki taraf açısından da sarsıcı olan bu ayrılış, kötü sonuçlar doğurabiliyor. Konu hakkında sokağın nabzını turan haber ekibimize görüşlerini aktaran Düzceli vatandaşlar, sosyal medyanın da etkisiyle yanlış yollara sapan gençlere, “Anne-babanızı üzmeyin, mutlu olamazsınız!” çağrısında bulundu.
18 yaşını dolduran bazı gençlerin hiçbir hazırlık yapmadan ya da hayatını idame ettirecek düzeni kurmadan sadece ailesine tepki ya da kötü arkadaş tesiriyle evi terk etmesi, bazen yürek yakıcı sonuçlar ortaya çıkartabiliyor. Son olarak Düzce’de henüz 1 hafta önce 18 yaşını dolduran bir genç kızın ailesinden ayrılıp arkadaşının evine yerleşmesi üzerine anne-babanın yaşadığı perişanlık ve evlatlarına yaptıkları ‘Bizi birazcık seviyorsan ne olur geri dön!’ yakarışı hafızalarda tazeyken, bu önemli toplumsal sorunla ilgili vatandaşa mikrofon uzattık.
İşte Düzceli vatandaşların konu hakkındaki görüşleri:
“Ağaç yaşken eğilir”
Recep Er: Bu konu hakkında 18 yaşına gelene kadar ailelerin daha önceden önlem almaları daha mantıklı olur. Çünkü kökten eğitim olacak, aile terbiyesi alacak bu şekilde ilerleyecek ki çocuk yarın öbür gün sıkıntı çıkarmasın. Ama belirli bir dönemden sonra zaten çocuklar pek tutunamıyor. Arkadaş çevresi çok önemli. İkinci konu da ailenin çok ciddi bir şekilde takipçi olması lazım. Benim tavsiyem bu olur yani. Kimler ile arkadaşlık yaptığı, nerelere gittiğini iyice takip etmek gerekiyor. Bu çocuk büyüdü diye sokağa çıktığı zaman bırakamazsın, takip etmekte lazım. İyi bir eğitim vermek lazım, yardımcı olmak lazım. Şimdi elektronik ortamlar, sosyal çevreler, teknolojik ilerlemeler bunlara etken, biz bunun üzerine çıkamayız bir önlem alamayız ama dediğim gibi ağaç yaşken eğilir önceden önlemini alarak takipçisi olmalıyız diye düşünüyorum.
“Boş kafaya şeytan girer”
Esnaf Emre: Eskiden şöyle bir şey vardı duyduklarımız, dinlediklerimiz eskiden 18-19 yaşlarında insanlar sorumluluk alıyorlardı. Sorumluluk sahibi olunca öyle ‘Evden çıkayım veya kötü alışkanlık edineyim.’ diye bir fırsat olmuyordu. Çünkü insanların bir derdi vardı artık 18 yaş civarındaki gençlerde dert olmadığı için dert kalmadığı için, bir meşguliyet olmadığı için hani kafalarını, içlerini böyle boş şeyler ile dolduruyorlar. Sosyal medyada izlediği bir video kendisinin de öyle olacağını zannederek herhangi hareketlere meyil ediyor. İnsanın bir derdi olması gerekiyor kendisine bir sorumluluk alanı yaratması gerekiyor ki meşguliyeti olsun çünkü boş kafaya şeytan girer.
“Ana baba ilgilenecek”
Bayram Ersoy: Ana-baba ilgilenecek ilgilenmezse ne olur çocuk dışarı gider. O da arkadaş kurbanı oluyor... Büyütülmeli. Reşit yaş belli 18 yaşından aşağısı olmayacak. Şimdi 20’den aşağısı olgun değil. Öyle düşünüyorum.
“İnsan kendi çocuğunun kötülüğünü ister mi, istemez”
Sinem Bartan: Herhalde anne baba baskısı için evden kaçmayı düşünüyorlar ama öyle olmaması gerekiyor. Anne baba bir insan kendi çocuğunun kötülüğünü ister mi istemez demi. Kötü arkadaş kurbanı olduğu için evden tabii kaçabilir. Bir kötü arkadaşla sen şimdi iyisin ben kötüyüm sen benle konuştun mu benim huyumu alabiliyorsun o kurban oluyor o zaman onun ismi kurban. Götürüp her şeyi yaptırıyorlar. Hiç anne-baba kötülüğünü ister mi?
“Ailelerin rızası olmadan hiçbir şekilde mutlu olamıyorlar”
Deniz Tepe: Ailelerin rızası olmadan hiçbir şekilde mutlu olamıyorlar. 2-3 sene belki mutlu olurlar ama sonra olamazlar. İnternet, sosyal medya var. Eskisi gibi değil. 18 yaşındaki çocuklar aklından evlilik geçirmezdi. Artık evlilik de başladı. Özellikle tiktok yüzünden. Ailelere çocuklarıyla beraber sosyal etkinlik önerebilirim. Gençler film izlesin, kitap okusun daha çok aktif olsunlar. Kafalarını telefondan kaldırsınlar. Artık gençler öldü gerçekten.
“Cennet annelerin her zaman ayaklarının altındadır”
Arife Temizel: Bence anne babalarını üzmesinler. Anne babalar dünyaya bir daha gelmiyor. Ben anne babasız büyüdüğüm için üzgünüm. 15 yaşında olsam annemin dizinin dibinden ayrılmazdım. Ben de anneyim. Cennet annelerin her zaman ayaklarının altındadır.
“Gördükleri şaşayı kendi hayatları sanıyorlar”
Semra Çalış: Çok üzülüyorum. Gençler ailelerin yanındaki yaşantılarının kıymetini bilmiyorlar. Televizyonların, internetlerin kurbanı oluyor. Gördükleri şaşayı kendi hayatları sanıyorlar. Ailelerin kıymetini bilsinler, okusunlar. Geleceklerini kendileri kursun. Devletin yapacağı bir şey yok. Kendileri yaşamlarını çiziyorlar. İnternete yasaklama getiriyor ama gençler iyilikleri için olduğunu bilmiyorlar. Aileler de gözetim altında tutacak.