CHP’Lİ ÖZCAN’DAN MECLİSTE İKLİM YASASINA SERT ÇIKIŞ: “İKLİM YASASI DEĞİL, RANT YASASI!”

TBMM’de görüşülen tartışmalı İklim Kanunu Teklifi, muhalefetin sert tepkileriyle sürüyor. Teklif üzerine CHP grubu adına söz alan Düzce Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu Üyesi Talih Özcan, teklifin doğayı korumak bir yana, sermayeye yeni kazanç...

Siyaset Yayın: 27 Haziran 2025 - Cuma - Güncelleme: 27.06.2025 14:25:00
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
70 okunma
Takip EtGoogle News

TBMM’de görüşülen tartışmalı İklim Kanunu Teklifi, muhalefetin sert tepkileriyle sürüyor. Teklif üzerine CHP grubu adına söz alan Düzce Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu Üyesi Talih Özcan, teklifin doğayı korumak bir yana, sermayeye yeni kazanç kapıları açtığını söyledi. “Bu teklifin içinde insan yok, toprak yok, nefes yok! Karbon ticareti var, rant var” diyen Özcan, bu teklif halkın değil, adeta maden lobilerinin kaleminden çıkmış!” İfadelerini kullandı.

DÜZCE’DE HALK ZEHİR SOLUYOR!

Düzce’nin Avrupa’nın en kirli havasına sahip şehirlerinden biri olduğunu hatırlatan Özcan, “2023 yılında Düzce’de halk 300 gün boyunca zehir soludu. Ama bu yasa teklifinde Düzce yok! Zonguldak yok! Dilovası yok! İkizköy yok! Bu teklif, Temiz oksijeni değil, kâr peşinde koşanları koruyor” ifadelerini kullandı. İklim yasasında halkın değil, şirketlerin çıkarlarının gözetildiğini belirten Özcan, “Hangi çocuk karbon kredisiyle büyür? Hangi çiftçi kuraklığı emisyon hedefiyle aşar?” diye iktidara sordu. Özcan; “hükümetin gündeminde ne temiz enerji var ne de kömürden çıkış planı” diyerek kömürden çıkışa tarih verin çağrısında bulundu.

TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDA ÇEVRE VE EMEK KATLİAMI VAR!

Özcan, son yıllarda yaşanan doğa tahribatlarına ve maden kazalarında yitirilen canlara değinerek iktidarın çevre politikalarını sert bir dille eleştirdi. Muğla Akbelen’de kesilen binlerce ağaç, Erzincan İliç’te toprak altında kalan işçiler ve Amasra’da hayatını kaybeden madenciler üzerinden doğa ve emek katliamlarını hatırlatan Özcan şunları söyledi:

“Akbelen’de binlerce ağacı kestiniz. İliç kazasında işçilerin bedeni aylarca toprak altında kaldı. Amasra maden faciasında 43 canımızı yitirdik. 23 yılda ormanları, dereleri ranta açtınız. Mahalle yaptığınız köylerin doğal yapısını bozdunuz. Tarımı, hayvancılığı, köy kültürünü yok ettiniz. Sermayeyi kolladınız, ancak halkı ölüme terk ettiniz!”

HALKIMIZ LİMONU TANEYLE SATIN ALIYOR!

Muğla’dan Erzincan’a, Amasra’dan Konya Ovası’na kadar yaşanan doğa katliamlarını tek tek sıralayan Özcan, “23 yılda ormanları, köyleri, nehirleri, ekilmeyi bekleyen tarlaları ranta kurban ederek tarımı bitirdiniz” dedi. Gıda enflasyonunun en yüksek olduğu ülkeler arasında olduğumuzu ve gıda krizinin kapıda olduğunu söyleyen Özcan, vatandaşın limonu pazardan taneyle aldığının altını çizdi ve “gerçek iklim yasası geçimle olur, gıda güvencesiyle olur, sağlıklı yaşamla olur” ifadelerini kullandı.

İKLİM KRİZİ DEĞİL, ASIL SORUN ADALET KRİZİ!

Özcan, Türkiye’de tarımsal kuraklığın her geçen yıl arttığını belirtti. 2023 yılında, buğdayın verim kaybının yüzde 20’ye ulaştığını, Konya Ovası’nda yeraltı sularının tükendiğini vurgulayan Özcan, çiftçinin perişan durumda olduğunu dile getirdi. Konuşmasında iklim krizinin adalet krizinden bağımsız olmadığının önemine değinen Özcan şunları söyledi:

“Türkiye’de sadece doğa değil, hukuk da tahrip edildi. Bu ülkenin gerçek krizi adalet krizidir. Karbondioksit gibi, bu ülkenin damarlarına sızan bir hukuksuzluk, bir keyfilik, bir yargı darbesiyle karşı karşıyayız. Adalet yoksa yeşil dönüşüm hayaldir. Sürdürülebilir kalkınma, temiz hava, sağlıklı gıda olmaz! Yargı bağımsız değilse karbon piyasası da sürdürülemez! Bu yasa, köylüyü, çiftçiyi, doğayı korumak yerine, şirketlere karbon kotası dağıtmayı teklif ediyor.”

İLK SEÇİMDEN SONRA TÜRKİYE’NİN HEM İKLİMİNİ HEM DE YARGISINI DÜZELTECEĞİZ!

Özcan kürsüden yaptığı konuşmasının sonunda iktidara seslendi:

“İklim politikalarını demokratik hale getirin! Bilim insanlarını, yerel halkı, kadınları, gençleri sürece dahil edin! Madenleri değil, zeytinlikleri, ormanları, dereleri koruyun! İklim yasası ancak geçimle, adaletle, halkın katılımıyla olur. Bu çağrı Düzce’nin feryadıdır! Kuruyan derelerin, kesilen ağaçların, çoraklaşan toprakların feryadıdır! Biz bu feryada kulak vereceğiz. Halkın, emeğin ve doğanın tarafında olacağız! İlk seçimden sonra hem bu ülkenin iklimini, hem de yargısını düzelteceğiz!”

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.