“BU SÖMÜRÜ DÜZENİNDE EBE-HEMŞİRELER YORULDULAR, TÜKENDİLER, HATTA YAŞAMLARINI YİTİRDİLER”
SES Düzce Temsilcilik Eş Başkanı Cemal Yılmaz, Her yıl 21-28 Nisan Ebeler Haftası, 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü, 12- 18 Mayıs tarihleri arası hemşirelik haftası olarak ve 12 Mayıs ise Hemşirelik günü olarak kutlanmaktadır.

Sağlık ekibinin en önemli öğelerinden olan ebe-hemşireler sadece bu tarihler arasında hatırlanmak istenmiyor, sorunlarının çözülmesini talep ediyor. Ağır ve uzun çalışma süreleri, son yıllarda yaşadığımız Covid-19 pandemisinin üzerlerindeki ağır yükü ve büyük etkileri, depremin etkilediği 11 ilde yürütülen sağlık hizmetleri ebelik - hemşirelik mesleğinin ne kadar önemli ve vazgeçilmez oluğunu bir kez daha açığa çıktığını söyledi.
SES Düzce Temsilci Cemal Yılmaz, Düzce Devlet Hastanesi önünde basın açıklamasında bulundu.
Cemal Yılmaz, ’’Sağlık sistemindeki sorunlar ve dönüşüm politikalarının tahribatlarını sıkça dile getiriyoruz. Sağlık insan gücünün yüzde 40’ına yakın olan ebe ve hemşirelerin sorunlarının çözümü aynı zamanda sağlık sistemindeki birçok sorunun çözümünü de beraberinde getirecektir.
Ebe-Hemşirelerin İş yükleri de AB ve OECD ülkelerine göre daha fazladır. Sağlık kurumlarına başvuru sayıları AB ve OECD ülkelerine göre yaklaşık 2 katı iken ve ebe-hemşireler yaklaşık 4 katı fazla çalışırken neredeyse onların yarısı ücret almaktadır.
Özellikle emekliliğe yansıyan temel ücrette “dönüşüm” politikaları ile yıllar içinde gerileme yaşanmıştır. Ebe-Hemşireler de diğer sağlık emekçileri gibi kısmen de olsa gelirlerini arttırmak için daha fazla mesai ve nöbet tutmaya başlamıştır. Yine döner sermaye, teşvik vb uygulamalar ile yapılan ücretlendirme yöntemi nedeni ile en temel hak olan dinleme hakkı dahi kullanılamamakta yıllık izinlere dahi ayrılmamaktadırlar. Bu durum bile yaşanan yoksulluğu göstermektedir. Temel ücretler çok az olduğu için emekliliği gelen ebe-hemşireler yoğun çalışma koşullarına rağmen emekli olmaktan imtina etmektedirler. Kısaca, günümüz çalışma koşulları, yoğun emek sömürüsünün olduğu vahşi kapitalizmin ilk dönemlerini anımsatmaktadır.
Bu da yetmemekte iş yerlerimizde liyakatsiz yöneticilerin mobbingi, siyasal şiddeti ve ekonomik şiddeti yanında uygulanan politikalar nedeni ile sağlık hizmetine yeterince ulaşamayan hasta ve yakınları tepkisini sisteme göstermesi gerekirken ilk ulaştığı sağlık emekçisine şiddet olarak göstermektedir.’’ dedi.
‘’Bu sömürü düzeninde ebe-hemşireler yoruldular, tükendiler, hatta yaşamlarını yitirdiler. Peki, ebe-hemşireler ne istiyor? Beklentileri neler?’’
Yılmaz, şöyle devam etti;
‘’Performans, döner sermaye, ek ödeme ve şimdi de teşvik diye adlandırılan gelir güvencesi olmayan ve emekliliğe yansımayan ücretlendirme yerine yoksulluk sınırı üzerinde ve emekliliğe yansıyacak temel ücret verilmesi gerektiğini belirterek’’ Temel ücret üzerine eğitim durumu, yapılan işin niteliği ve riski, kıdem yılı gibi kriterler ile giydirilmiş ücret belirlensin. Bu gerçekleşinceye kadar bağımsız bir meslek grubu olan her sağlık emekçisinin yaptığı her işlem (enjeksiyon, serum, tansiyon ölçme, hasta bakımı vb.) kendi adlarına işlem puanı olarak işlenip karşılığı olan teşvik ödemesi verilsin. Başta Hemşirelik Kanunu olmak üzere tüm sağlık meslek emekçileri için mesleğin özüne yakışır, görev tanımına uygun şekilde düzenlensin, bağımsız hale getirilsin, her branşın profesyonel bir meslek olduğu belirtilsin. Covid-19 pandemisi ve Deprem ile birlikte daha da görünür hale gelen ebe-hemşire sayılarındaki açık giderilsin, kadrolu güvenceli istihdamla atama yapılsın. Fiili hizmet süresi zammı geçmiş hizmetleri de kapsayacak şekilde yeniden düzenlensin. Kadın ebe-hemşireler için analık ve süt izni süreleri yeniden düzenlensin, bu süreçlerde yeteri kadar ücretli izin verilsin. Her iş yerinde 7/24 hizmet veren, ücretsiz kreş sağlansın. Ebe-Hemşireler başta olmak üzere tüm sağlık emekçileri için güvenli çalışma ortamları oluşturulsun, şiddete karşı tüm tedbirler alınsın. Atamalarda liyakat esas alınsın, yöneticiler liyakate uygun olanlar arasında hemşireler ve diğer işyerindeki emekçiler tarafından seçilerek belirlensin. Ebe-Hemşire iş gücü planlaması yapılsın, çok sayıda değil nitelikli eğitim veren hemşirelik okulları açılsın. Sağlık Bakanlığı ve Üniversiteler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan arkadaşlarımızın hem o kurumun temel işini yapıyor olarak kabul edilmemesi hem de sağlık iş kolundaki düzenlemelerin dışında tutulması uygulamasına son verilsin,
İş yerlerinde sağlık emekçilerine yönelik, yöneticilerden, ekip arkadaşlarından ve hasta ve yakınlarından gelen şiddete son verilmesi için yasal ve idari düzenlemeler yapılsın.
Özel sektörde çalışan ebe ve hemşirelerin ücretlerinde taban ücret belirlenmeli, çalışma saatlerinde tavan çalışma saatleri belirlenmeli uygulanmalıdır,
İcap ödemesi sorunu mahkeme kararlarına bırakılmadan yasal düzenleme ile çözülsün,
Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretlendirmeden, statüye, çalışma alanlarına dair sorunları çözülmelidir,
Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışıp kadroya geçirilmeyen, şirketler ya da aile hekimleri ile yaptıkları sözleşme ile çalıştırılan ebe ve hemşireler kadroya geçirilsin,
Başta sosyal hizmet olmak üzere, adli tıp kurumu, Sağlık Bakanlığı merkez teşkilat, Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan ebe-hemşirelerin de diğer unvanlarda olduğu gibi maaşlarında artış yapılmalı, maaş denkliği oluşturulsun,
Üniversite hastanelerinde çalışan ebe-hemşire ve tüm emekçilere tayin hakkı verilmelidir,
Staj dönemleri işe başlama kabul edilmeli ve EYT kapsamına alınmalıdır,5510 kapsamında olan hemşirelerin emeklilik maaşlarına 3600 ek gösterge karşılığı artışlar yapılmalıdır. Ebe ve Hemşirelerin taşrada görev esnasında konaklama sorunları lojmanla giderilmeli, görev yaptığı şehrin gerçekliğine uygun kira desteği verilmelidir. Sendikal örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılsın. KHK’ler ile ihraç edilen tüm ebe-hemşireler ve tüm emekçiler göreve başlatılsın.’’
‘’Hak verilmez alınır!’’
‘’Ancak örgütlenirsek, birlik olursak haklarımızı alırız. Bunun içinde sistem tarafından örgütlendirilen ve yetkili hale getirilen sendikamsı yapılarda değil; emekçilerin öz örgütü olan fiili ve meşru temelde mücadele yürüten SES çatısı altında bir araya gelip mücadeleyi yükselttikçe haklarımızı alırız. İşte o zaman gerçek anlamda günlerimizi kutlayabiliriz. Bu Ebe - Hemşireler günü ve haftasında da mesleğimize sahip çıkıyor, taleplerimiz yerine getirilinceye ve haklarımızı alıncaya kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.
Bu kapsamda bugünlerde kutlama yapmak yerine sağlık kurumları önünde kitlesel basın açıklamaları ile bir kez daha taleplerimizi gündeme getirmek zorunda kalıyoruz.
Birkaç kelime de yine bu hafta kutlanan 10-16 Mayıs Engelliler Haftasına dair söylemek istiyoruz. Engelliler toplumda yük olarak görülmekten, engellilere ve engelli bakımı üstlenenlere sadaka gibi yapılan yardım adı altındaki ödemelerden vazgeçilip insanca yaşayabileceği ücretler ödenmeli, bakım hizmeti sunanlar sosyal güvenceye alınmalıdır. Taraf olarak imzaladığımız Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği Engelli Hakları sözleşmelerine, Anayasamızın Engellilere yönelik maddelere uyulmalıdır. Her geçen gün engellilerin mevcut haklarını geriye götüren yasalar acilen ve yeniden düzenlenmeli, engellilerin yaşam hakkına saygı duyularak sosyal devlet ilkelerine uyulmalıdır.’’