dini sohbet sohbet dini chat cinsel sohbet emlak seviye 5 su böreği sipariş galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı ankara güneş enerjisi kurumsal web hizmetleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu

‘EL ELE VEREREK YENEBİLİRİZ’

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Pınar Yıldız, 5-12 Ocak “Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” dolayısıyla verem (tüberküloz) hastalığın belirtileri, bulaşma yolları ve tedavi süreçleri hakkında...

Gündem Yayın: 09 Ocak 2025 - Perşembe - Güncelleme: 09.01.2025 11:56:00
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
29 okunma
Takip EtGoogle News

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Pınar Yıldız, 5-12 Ocak  “Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” dolayısıyla verem (tüberküloz) hastalığın belirtileri, bulaşma yolları ve tedavi süreçleri hakkında bilgilendirmede bulundu. Yıldız, “Sağlıklı bir gelecek için el ele vererek veremi yenebiliriz.” açıklamalarında bulundu.

Düzce Üniversitesi’nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Pınar Yıldız, ‘Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası’ dolayısıyla verem hastalığına dikkat çekti. Doç. Dr. Pınar Yıldız, “Verem hastalığının küresel ölçekte hâlâ ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ettiğini belirten Doç. Dr. Yıldız, “Ancak, erken tanı, etkili tedavi ve koruyucu önlemlerle veremin yayılması önlenebilir ve hastalık tamamen tedavi edilebilir.” ifadelerini kullandı.

“Dünyada her yıl milyonlarca insanın sağlığını tehdit etmektedir”

Verem (Tüberküloz) hastalığınaMycobacterium Tuberculosis’ adlı bakterinin neden olduğu ifade eden Doç. Dr. Yıldız, şunları kaydetti: “Başta akciğerleri etkileyen, ancak diğer organlara da yayılabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen verem, dünyada her yıl milyonlarca insanın sağlığını tehdit etmektedir. Hastalık genellikle hava yoluyla bulaşır. Tedavi edilmemiş aktif tüberküloz hastalarının öksürmesi, hapşırması ya da konuşması sırasında havaya yayılan mikroskobik damlacıkların solunması, bakterinin başka kişilere bulaşmasına neden olur.”  

Yıldız, her veremle temas eden kişinin hastalığa yakalanmadığını dile getirerek şunları söyledi: “Kişinin bağışıklık sistemi güçlü olduğu sürece bakteri vücutta uyku halinde kalabilir. Bu durum latent tüberküloz enfeksiyonu olarak adlandırılır ve hastalık bulaşıcı değildir. Ancak, bağışıklık sistemi zayıfladığında verem aktif hale gelebilir.”

Verem hastalığının çoğunlukla uzun süreli ve kapalı ortamda hasta bir bireyle temas eden kişiler arasında yayıldığını bildiren Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yıldız, “Özellikle kalabalık yaşam alanlarında bulunan kişiler risk altındadır. Ailesinde veya çevresinde verem hastası olanlar, bağışıklık sistemi zayıflamış bireyler (HIV/AIDS hastaları, kanser tedavisi görenler, diyabet hastaları), beslenme yetersizliği yaşayanlar,  sigara ve alkol kullananlar, yaşlılar ve çocukları risk faktörleri arasında sıralayabiliriz.” ifadelerini kullandı.

“Sinsi ilerleyen bir hastalıktır”

Verem hastalığı sinsi ilerleyen bir hastalık olduğunu ve belirtilerinin zaman içinde şiddetlenebildiğine işaret eden Doç. Dr. Yıldız, “Üç hafta veya daha uzun süren öksürük, veremin en temel belirtisidir. Bu öksürük balgamlı olabilir ve ilerleyen dönemlerde kanlı balgam görülmesi mümkündür. Diğer belirtiler de gece terlemeleri, iştahsızlık ve kilo kaybı, halsizlik ve yorgunluk, göğüs ağrısı ve nefes darlığı, ateş ve titremedir.  Bu belirtileri gösteren kişilerin gecikmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları, hastalığın erken teşhisinde büyük rol oynar.” ifadelerine yer verdi.

“Tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır”

Verem hastalığının tamamen tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yıldız, şöyle devam etti: “Tedavi, genellikle en az 6 ay süren ve birden fazla ilacın düzenli olarak kullanıldığı bir süreçtir. Tedaviye erken başlamak ve ilaçları düzenli kullanmak, hastalığın iyileşmesini sağlar ve hastalığın başkalarına bulaşmasını engeller. Ancak, tedavi süreci disiplin gerektirir. İlaçların düzensiz kullanımı veya tedavinin yarım bırakılması, verem bakterisinin ilaçlara karşı direnç geliştirmesine neden olabilir. Bu durumda hastalık daha zor tedavi edilir ve toplum için daha büyük bir tehdit haline gelir.”  

Veremden korunmak için alınması gereken bazı önemli önlemler bulunduğunu ifade eden Yıldız, “BCG (verem) aşısı, çocukları veremden koruyan en etkili yöntemlerden biridir. Hastalarla yakın temastan kaçınmak, bulaşma riskini azaltır. Yaşam alanlarının düzenli havalandırılması, verem mikrobunun yayılmasını engeller. Beslenmeye dikkat etmek ve bağışıklık sistemini güçlendirmek, hastalığa yakalanma riskini azaltır. Hasta kişilerin tedavi süreçlerine eksiksiz uyum göstermesi, toplum sağlığını korumak açısından kritik önemdedir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de veremle mücadele

Ülkemizde, veremle mücadelede önemli adımlar atıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Yıldız, “Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Verem Savaşı Dairesi Başkanlığı ve verem savaş dispanserleri, veremin erken tanısı, tedavisi ve hastaların takibi konusunda hizmet vermektedir. Türkiye’de verem tedavisi ve ilaçlar devlet tarafından ücretsiz olarak sunulmaktadır. Ayrıca, risk gruplarına yönelik tarama programları ve eğitim çalışmaları düzenlenmektedir.” ifadelerine yer verdi.

“Toplum sağlığının korunmasına katkı sağlar”

 “Veremle mücadelede toplumun her bireyine görev düşmektedir.” ifadelerinde bulunan Yıldız,  “Bu mücadelede bilinçli olmak, hastalığın belirtilerini tanımak ve sağlık kontrollerini aksatmamak büyük önem taşır. Özellikle yakın çevremizde verem hastası varsa, onların tedavi süreçlerine destek olmak, toplum sağlığının korunmasına katkı sağlar. Bu hafta vesilesiyle, tüm vatandaşlarımızı verem konusunda daha bilinçli olmaya, belirtileri dikkate almaya ve sağlık kontrollerini ihmal etmemeye davet ediyorum. Verem tedavi edilebilir ancak erken tanı hayat kurtarır. Sağlıklı bir gelecek için el ele vererek veremi yenebiliriz.” açıklamalarında bulundu.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.